Son günlerde, Hong Kong Finansal Yönetim Otoritesi önemli bir bildiri yayımladı ve 1 Ocak 2026'dan itibaren Hong Kong'un Basel Bankacılık Düzenleme Komitesi şifreleme varlıkları düzenleme standartlarına dayanan yeni bankacılık sermaye gerekliliklerini tam olarak uygulayacağını açıkladı. Bu yeni politika, lisanssız halka açık blok zinciri şifreleme varlıklarının risk maruziyetine %1250'ye kadar risk ağırlığı belirliyor; bu, bankaların ilgili sermayeyi 1:1 oranında tutması gerektiği anlamına geliyor.
Bu politikanın yürürlüğe girmesi, düzenleyici kurumların şifreleme varlıklarının potansiyel risklerine karşı temkinli bir tutum sergilediğini yansıtmaktadır. Ancak, Basel Komitesi ve Hong Kong Para Otoritesi, bu düzenleyici standardın genellikle bankaların müşterileri için sakladığı şifreleme varlıkları için kredi riski veya piyasa riski düzenleyici sermaye gereksinimleri getirmeyeceğini açıkça belirtmiştir. Ancak burada önemli bir ön koşul vardır: Müşterilerin şifreleme varlıkları, bankanın kendi varlıklarından kesinlikle ayrılmış olmalıdır.
Bu politikanın uygulanması, Hong Kong'un finansal ekosisteminde derin etkiler yaratacaktır. Bir yandan, bankaların şifreleme varlıklarıyla ilgili işlere katılım eşiğini artırabilir ve belirli yüksek riskli işlerin gelişimini potansiyel olarak sınırlayabilir. Öte yandan, bu durum bankaların şifreleme varlıklarıyla ilgili riskleri daha dikkatli bir şekilde yönetmesini teşvik edebilir ve böylece tüm finansal sistemin istikrarını artırabilir.
Sıradan yatırımcılar için, bu politika bankaların şifreleme varlıklarına ilişkin işlemleri daha temkinli bir şekilde ele alabileceği anlamına gelebilir, bu da ilgili hizmetlerin kullanılabilirliğini ve maliyetini etkileyebilir. Ancak, müşteri varlıklarının bankanın kendi varlıklarından ayrılması gerekliliği, müşterilere ek bir koruma sağlamaktadır.
Genel olarak, bu yeni düzenlemenin yürürlüğe girmesi, Hong Kong'un şifreleme varlıklarının düzenlenmesi konusunda önemli bir adım attığını göstermekte ve finansal yenilik ile risk kontrolü arasında bir denge sağlama konusundaki kararlılığını vurgulamaktadır. 2026'nın yaklaşmasıyla birlikte, bu politikanın Hong Kong ve hatta dünya genelindeki şifreleme varlıkları düzenleme yapısını nasıl şekillendirdiğini göreceğiz.
View Original
This page may contain third-party content, which is provided for information purposes only (not representations/warranties) and should not be considered as an endorsement of its views by Gate, nor as financial or professional advice. See Disclaimer for details.
Son günlerde, Hong Kong Finansal Yönetim Otoritesi önemli bir bildiri yayımladı ve 1 Ocak 2026'dan itibaren Hong Kong'un Basel Bankacılık Düzenleme Komitesi şifreleme varlıkları düzenleme standartlarına dayanan yeni bankacılık sermaye gerekliliklerini tam olarak uygulayacağını açıkladı. Bu yeni politika, lisanssız halka açık blok zinciri şifreleme varlıklarının risk maruziyetine %1250'ye kadar risk ağırlığı belirliyor; bu, bankaların ilgili sermayeyi 1:1 oranında tutması gerektiği anlamına geliyor.
Bu politikanın yürürlüğe girmesi, düzenleyici kurumların şifreleme varlıklarının potansiyel risklerine karşı temkinli bir tutum sergilediğini yansıtmaktadır. Ancak, Basel Komitesi ve Hong Kong Para Otoritesi, bu düzenleyici standardın genellikle bankaların müşterileri için sakladığı şifreleme varlıkları için kredi riski veya piyasa riski düzenleyici sermaye gereksinimleri getirmeyeceğini açıkça belirtmiştir. Ancak burada önemli bir ön koşul vardır: Müşterilerin şifreleme varlıkları, bankanın kendi varlıklarından kesinlikle ayrılmış olmalıdır.
Bu politikanın uygulanması, Hong Kong'un finansal ekosisteminde derin etkiler yaratacaktır. Bir yandan, bankaların şifreleme varlıklarıyla ilgili işlere katılım eşiğini artırabilir ve belirli yüksek riskli işlerin gelişimini potansiyel olarak sınırlayabilir. Öte yandan, bu durum bankaların şifreleme varlıklarıyla ilgili riskleri daha dikkatli bir şekilde yönetmesini teşvik edebilir ve böylece tüm finansal sistemin istikrarını artırabilir.
Sıradan yatırımcılar için, bu politika bankaların şifreleme varlıklarına ilişkin işlemleri daha temkinli bir şekilde ele alabileceği anlamına gelebilir, bu da ilgili hizmetlerin kullanılabilirliğini ve maliyetini etkileyebilir. Ancak, müşteri varlıklarının bankanın kendi varlıklarından ayrılması gerekliliği, müşterilere ek bir koruma sağlamaktadır.
Genel olarak, bu yeni düzenlemenin yürürlüğe girmesi, Hong Kong'un şifreleme varlıklarının düzenlenmesi konusunda önemli bir adım attığını göstermekte ve finansal yenilik ile risk kontrolü arasında bir denge sağlama konusundaki kararlılığını vurgulamaktadır. 2026'nın yaklaşmasıyla birlikte, bu politikanın Hong Kong ve hatta dünya genelindeki şifreleme varlıkları düzenleme yapısını nasıl şekillendirdiğini göreceğiz.